Iolanda Cristina Gigliotti, bir devrin altın sesi. Bilinen ismiyle Dalida. Aslen İtalyan ve Fransız olmasına rağmen babasının işi dolayısıyla 1933 senesinde Kahire’de doğdu ve büyüdü. 21 yaşında Kahire’nin en güzel kadını seçildi. Ardından Paris’e aktris olma hayalleriyle gitti fakat hayatın onun farklı planları vardı. Sesiyle ve güzelliğiyle ön plana çıkan Dalida ‘Bambino’ ile kısa bir sürede popülerliğine ulaştı. Hatta ‘Bambino’ tarihte en çok dinlenen şarkılar sıralamasında birinciliğini 39 hafta koruyarak halen kırılamamış olan bir rekoru taşıdı. Ardından döneminin Fransa’da en ünlü sahnesi olan Olympia’da konser vermeye başladı. 1959 senesinde yaptığı Avrupa turnesiyle ünü Fransa’nın dışına yayılmaya başladı. Dalida’nın İtalyanca, Fransızca ve Arapça bilmesi onun şarkılarını evrensel bir dile dönüştürdü.
Dinleyicilerinin yüreğine dokunan Dalida bu başarısını kişisel hayatında çektiği acıları filtrelemeden bize aktarmasına borçluydu belki de. Tek hayali sıradan biri olmak olmasına rağmen sıradanlıktan fazlasıyla uzak bir hayat onu bunalımın pençesine amansızca bıraktı. En depresif dönemlerinin birinde şarkı söylemekten vazgeçti ve ruhsal aydınlanma yolunda Hindistan’a bir yolculuk yaptı.
Birçok başarısızlıkla sonuçlanan aşk yaşadı ama aşktan umudunu kesmedi. Şarkılarına yansıyan aşk dolu sesiyle adeta bizi kucakladı. Özellikle ‘Love In Portofino’ şarkısıyla Portofino’ya bir yolcuğuna davet ederek bize imkânsız aşkların öyküsünü anlattı.
‘Aşkımı Portofino’da buldum.
Çünkü hala rüyalarımda,
Kaderin ilginç oyunlarına inanıyorum.’
‘Paroles Paroles’ ise dünyada en çok bilinen şarkılardan biri. Alain Delon’un cümlelerinin eşlik ettiği şarkıda romantizmin bir baş yapıtını hediye etti. Birçok sanatçıya ilham olan şarkıları ülkemizin yıldızlarını da es geçmedi. Dinlediğinizde size Ajda Pekkan’ın ‘Palavra Palavra’ şarkısından tanıdık geleceğine eminim.
‘Eğer var olmasaydın o zaman seni icat ederdim.
Sen, kemanların ezgisini ve güllerin kokusunu taşıyan rüzgarım.’
‘Je Suis Malade’ şarkısını dinlediğinizde ise Fransızca bilmeseniz bile hangi duyguyla bu şarkıyı söylediğini anlamak zor değil. Dalida yine müziğin evrensel bir dil olduğunu gösterdi ve dünya üzerindeki her insanın ortak duygularına seslendi. Japonya’dan Kanada’ya birçok farklı kültürlerde sahne aldı ve büyük hayran kitlelerine ulaştı. İstanbul ve Ankara’ya da uğramayı unutmadı.
‘Sensiz kirliyim, çirkinim.
Yurtsuz kalmış bir yetimim.
Daha fazla yaşamak istemem.’
1987 senesinde Antalya’daki konserinden sonra Fransa’ya döndükten sonra fazla dozda uyku ilacı içerek hayatına son verdi. İntihar notunda ‘Hayat artık benim için dayanılmaz, beni affedin.’ diyerek sonsuzluğa bir yıldız olarak karıştı.
Dalida’nın hayatını daha detaylı merak ederseniz Dalida (2016) filmini izleyebilirsiniz.
detaylı bir bilgilendirme olmuş fayda gördüm teşekkür ederim
şu sıralar araştırma yapıyordum bu paylaşımla karşılaştığım iyi oldu sağ olun