Kitap İncelemesi: Yaşam Nedir?
  1. Anasayfa
  2. Sanat
  3. Edebiyat
  4. İnceleme

Kitap İncelemesi: Yaşam Nedir?

0

Yaşam nedir? Yan yana gelen iki kelime ne kadar da fazla kavramı düşünmemizi sağlıyor değil mi? Bunlardan enerji akışı, evrim ve hatta aşk; bu bütüncül devasa kavramın sadece küçük parçaları. Aklımıza getirdiği anılar ise ayrı bir boyutu. Aklımdaki durmak bilmeyen akışlara karşılık, yazım bu kavramı ağırlıklı olarak bilimsel bir perspektiften ele alacak. Addy Pross’un yazmış olduğu “Yaşam Nedir” kitabından yola çıkarak benim kendi deneyimlerim, görüşlerim ve bilgilerimle harmanlamaya çalıştığım yazımla umarım pencerelerden gözükmeyen manzaraları keşfedebiliriz.

Abiyogenesis, ‘cansız’ yani klasik termodinamik kurallarına uyan kimyasal bileşiklerden kendine has kararlılık türüne yönelmiş komün kimyasal çorbaya yani ‘canlı’ ya olan dönüşüm süreci kimya ile biyolojinin arasındaki birleşim için büyük önem taşıyor. Günümüz normlarına göre yaşamın halihazırda basit bir kökten başladığına inanıyoruz. Biyoloji ve kimyayı ayrı bir süreç olarak görmenin en temel sebebi bilimdeki kompertmantalizasyon olarak görülüyor. Ama hangi açı daha çok açıklama potansiyeline sahip? Addy Pross’a göre kimyasal açı. Biyoloji perspektifinden bakınca yaşam tamamen farklı bir proses olduğu, çünkü “compound interest” diye tanımlanmış kimyasal sürece yeterince entegre değil. Fakat kimyasal açıdan bakıldığında ve genel kuramlara göre yaşamı yorumlayınca, bunun sadece kimyasal bileşiklerde ve tepkimelerde bir dallanma olduğunu düşünüp yaşamı “ona” indirgeyebiliriz. Onun adı da kopyalanma kimyası. Yine başka düşündürücü iki adet kelime.

Kopyalanma kimyası, kopyası üretildikçe kendi kendine üretimini hızlandıran başka bir tabirle otokataliz süreciyle yaşamı yaşam yapan bir tür tepkime dizini. Bu özel sürecin en büyük faydalanıcısı da bizleriz aslında. Kendi genetik bilgilerimizin kodlandığı deoksiribonükleik asit (DNA) ise bu süreçle yakından ilişkili. Entropiye, yani organizasyonun bozulmasına karşı gelişen bu sistem yaşamın kökenini oluşturmuş ve son rötuş olarak meyveli pastanın üstündeki vişne misali evrim gibi hayran kalınası bir sistemin var olmasını sağlamıştır. Evrimin getirdiği organize komplekleşmenin en güçlü örneklerinden biride bilinç olduğunu düşünüyorum.

Bilinç, üstünde her zaman düşündüğüm konulardan bir tanesi. Ama işi fiziğe yükleyince “birkaç tane kompleks elektrik kablosuna elektrik verildiğinde oluşan şey” diye komik bir basitleşme yapabilirdi. Bilinç, çok kompleks bir enerji ağı: hafıza, zekâ… İnsan ırkı, bu kadar büyük bir beyine ve kafatasına sahip olduğuna göre (dolayısıyla evrim sürecinde glikoz yetersizliğine ve doğumda sıkıntı yaratacak kadar) ve canlılar arasından biz insanların bu kadar maddeyi madde ile manipüle edebildiğimize göre; cidden, evrimin izlediği yol ve sarf edilmesi gereken eforu hayal etmek çok zor. Kopyalanma kimyasının bu zorluklara karşı kuramlar kurmamıza yardımcı olacağını iddia ediyor kitabın yazarı. Tümden gelme serüvenimdeki bir diğer hat ise Dinamik Kinetik Kararlılık (DKK).

Dinamikten kastı sanırım komün organizasyon içinde sürekli bir değişim, kinetik ise fiziksel bir hareket olduğu; bütün bunlar olmasına rağmen bütüncül yapı veya varlık sürekli aynı kalıyor, yani dinamik ve kinetik kararlılık. Dinamik kinetik kararlılığı aslında o eski saatlerdeki sarkacın oluşturduğu örüntüye benzetebiliriz. Addy Pross ise çeşme örneğini vermiş. Aslında DKK, kopyalanma kimyasının ve canlıların ekolojisinde hayati bir faktör. Sanırım termodinamik yasalardan farklı olarak kendine has bir stabilizasyon çabası. Yazara göre işin içine kinetik ekleyince spesifik olarak kopyalanma kimyasındaki kararlılık çeşidi oluyormuş. Terminoloji bazen hepimizi yoruyor açıkçası. Daha iyi anlamamız için kendimden örnek vermek gerekirse ben, Fatih Sencer olarak kararlılık halindeyim ama her zaman içerik olarak aynı ben değilim. Bazı hücrelerim ölüyor, kısımlarım yozlaşıyor ama sürekli yenisini üretiyorum. Sürekli karşı koyuyorum bozulmaya ve dış etkenlere, dolayısı ile enerji harcıyorum karşı koymak için. Kendi benliğimi devam ettirebilmek için dinamik kinetik kararlılığımla devam ediyorum. Sosyolojik olarak düşünüldüğünde bir inancı/ideolojiyi ileriye taşımak adına da benzer bir süreç var; neferler gelir gider, o “kavram” yoluna devam eder. Yaşamı ve evrimi bir ideoloji olarak düşündüğümüzde de dünya üzerindeki her canlının o amaç için bir nefer olduğunu düşünebiliriz belki? Yazar ayrıca bu prensiplerin dünya dışı yaşamın prensipleri ile de aynı olacağını belirtiyor. Açıkçası ben de katılıyorum, ki zaten yaşam diyoruz, eğer ki hiç farkında olmadığımız ve hiç gözlemlemediğimiz kimyasal sistemlerle karşılarsak belki o gün yeni bir terminoloji belirleyebiliriz.

Fakat Addy Pross’un dediğine göre bunlardan daha da temel düzeyde düşünmek bizi işin içinden çıkarmaz ve bu kadar derine inmemize gereğin olmadığını belirtiyor. Genel olarak Raşit Gürdilek’in çevirisiyle harika bir kitap olduğunu düşünüyorum. Fakat yine de İngilizce ile Türkçe çevirisi arasındaki anlam farklılıklarını merak etmiyor değilim. Ayrıca eksikliğini hissettiğim konulardan biri ise bilimsel terminoloji idi, bana kalırsa sadece Türkçe terminolojiyi bilmek literatürdeki devasa İngilizce terminoloji ağının kalabalığında fazlasıyla yalnız hissettiriyor.

Kapak fotoğrafı ise bana ait. Kış aylarının eğik güneş açısıyla ilham veren bir fotoğraf, yaşamı sorgulamak için ilham veriyor.

 

10.0
Yaşam Nedir?

  • Bilim 10

Adım Fatih Sencer Akça, 20 yaşındayım. Bölümüm olan tarımsal genetik mühendisliği ve alakalı makalelerine kayda değer ilgimle beraber, satranç, tekken, ve genel olarak felsefeye ilgiliyim ve aktif olarak üretkenliğimi sorgulayarak kendime motivasyon kazandırmaya çalışıyorum. (en) I am Fatih Sencer Akça and I am 20 years old. Currently completing my bachelor in Niğde University, majoring in Agricultural Genetic Engineering. I am interested in chess, philosophy and moreover relative to my major, I like reading academic papers and books.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir